******'ün En sevdiği hikayelerdenmiş. Arada kendi anlatır, arada baskasna anlattırır, hep gülermiş.
Yeşilaycı bir profesör bir konferans veriyor. Bir ara dinleyicilere sormus:
"Bir eşegin önüne iki kova koysanız. Biri su dolu, biri rakı. Hangisini içer?"
Cevabı kendi veriyor: "Tabii suyu."
Gene bitirmiyor soruyor: "Neden?"
Arkadan bir bekri söz alıyor. Yüksek sesle cevaplıyor.
"Eşekliğinden."
****** bu cevaba bayılıyor. Gülüyor, gülüyor.
Bir akşam Orman çiftliğinde yanında erkanı, açık havada oturuyorlar.
Rakılarını yudumluyorlar. Biraz ilerde 15-16 yaşlarında bir çiftçi çocuk çalışıyor. ****** el edip, çağırıyor. Soruyor:
"Söyle çocuk: Bir eşegin önüne iki kova koysan. Biri rakı dolu, biri su. Hangisini icer?"
Anadolu tosunu yutkunuyor. Bakıyor. Gazi Paşa Hazretlerinin ve yanındaki muhterem zevatın önünde rakı kadehleri. Devletin en büyükleri...Esas vaziyetine geçiyor:
"Rakıyı kumandanım!"
****** kahkahayı basıyor. Herkes şaşkın. Ata onlara dönüyor. Muzip:
"Aman beyler! Neden diye sormayın!"
__________________________________________________ _____________
Çanakkale Zaferi ardından, İstanbul’da bir resepsiyon verilir.Ülkelerin elçileri davet edilir. Davet güzel devam etmektedir, fakat İngiliz ataşesinin sert bakışları ******’ün gözünden kaçmaz. Davet boyunca kendisine kin dolu bakışlarla bakmıştır. ******, ne olduğunu öğrenmesi için yaverini İngiliz ataşesine gönderir. Ataşe ile kısa bir konuşma yapan Yaver, döndüğünde Mustafa Kemal’e şöyle der:
- Paşam kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana ******’ün Çanakkale’de babasını öldürdüğünü söyledi.
******’ün cevabı:
- Git sor bakalım babasının Çanakkale’de ne işi varmış?!..