BilgiCity Paylasim Platformu
BilgiCity Paylasim Platformu
BilgiCity Paylasim Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
BilgiCity Paylasim Platformu

Hoşgeldiniz, Misafir.
Son Ziyaretiniz:
Toplam Mesajınız: 0
Son Üyemiz: avar38


 

AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ******çülük ve ******çü Düşünce Sistemi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ouzhuan
Admin
Admin
ouzhuan


Mesaj Sayısı : 265
Yaş : 32
Tuttuğu Takım : Atatürkçülük ve Atatürkçü Düşünce Sistemi 1444kz4
Tecrübe :
Atatürkçülük ve Atatürkçü Düşünce Sistemi Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Atatürkçülük ve Atatürkçü Düşünce Sistemi Right_bar_bleue

Aktiflik :
Atatürkçülük ve Atatürkçü Düşünce Sistemi Left_bar_bleue100 / 100100 / 100Atatürkçülük ve Atatürkçü Düşünce Sistemi Right_bar_bleue

Ruh Hali : Atatürkçülük ve Atatürkçü Düşünce Sistemi Seytaniqw4
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 04/11/08

Atatürkçülük ve Atatürkçü Düşünce Sistemi Empty
MesajKonu: ******çülük ve ******çü Düşünce Sistemi   Atatürkçülük ve Atatürkçü Düşünce Sistemi Icon_minitimePerş. Mart 05, 2009 9:29 pm

******'ün dünya görüşünün temelinde "muasır medeniyet" dediği Batı Medeniyeti ana fikri yatmaktadır. ****** de aslında Doğulu ve İslami bir toplum olan Türk Toplumu için, Tanzimattan beri yenilenme ve kurtuluş yolu olduğuna inanılan Batıya yönelme hareketine inanmıştır. Fakat onun Batıcılığı Tanzimat ve Meşrutiyet devirlerinin Batıcılığı gibi tavizci değil mutak ve radikaldir. Bu sebeple bütüncü ve samimidir.



****** 10 Ekim 1923 de Fransız yazarı Maurice Pernot ya verdiği bir demeçte şöyle söylemiştir: "Türklerin asırlardan beri takip ettiği hareket devamlı bir istikamet muhafaza etti. Biz daima şarktan Garba doğru yürüdük... Memleketimizi asrileştirmek istiyoruz. Bütün mesaimiz Türkiye'de asri binaenaleyh garbi bir hükümet vücuda getirmektir. Medeniyete girmek arzu edipte garba yönelmemiş olan millet hangisidir ?" diyordu.
******'ün Batıcılığı radikaldi. Gerçekten ****** Tanzimat'dan beri gelen Batıcılığın yarattığı ikiliği mesela okulun yanında medrese, adliye mahkemeleri yanında şeriye mahkemeleri, şalvarın yanında pantolon ikiliğini reddetmiştir. Batı medeniyetini bölünmez bir bütün olarak almış, yalnız teknikte, bilim ve felsefede değil edebiyatta, güzel sanatlarda, hukukta duyuş, düşünüş ve yaşayışda da Batılı olmak gerektiğine inanmıştır.


******'ün dünya görüşünün radikal olması ve bu sebeple kültürle medeniyeti birbirinden ayırmaya imkan vermez görünmesi onun gerçeğini tam yansıtmaz. ******'ün kültürle yapmak istediği batılılaşma yönündeki devrimi sadece Batının metodunu, kalıplarını, ve özellikle batılı düşünüş tarzını getirmektir. Çünkü Türk toplumunun geri kalmasındaki en büyük sebebin kültür ikiliği olduğuna inanmakta, tanzimat batıcılığının ister istemez meydana getirdiği bu ikiliğe son vermek, Batılı zihniyette ve şekiller altında milli bir kültür yaratmak istiyor, aydınla halkın bu kültürle kaynaşmasını istiyordu. Milletine "Ne mutlu Türküm diyene!" haykırısı ile seslenen bir insanın başka türlü düşünmesine imkan yoktur. 1934 de şöyle söylüyordu: "Bir artık grabliyiz. Eski dünyaya hakim eski medeniyetimizle sadece övünerek değil, bütün zincirleri kırarak, son asır medeniyetinin gittiği yollardan yürüyerek, bu seviyenin de üstüne çıkmağa çalışacağız" diyordu. Cumhuriyetin 10. yıldönümü münasebetiyle söylediği tarihi nutuk onun Batı uygarcılığının en içten gelen, en azimli ifadesidir.



****** yeni devrimlerin korunması ve sürdürülmesi için aydınlara güvenmiştir. "Millet iradesi ile milleti temsil edenler münevverler olacaktır. Bunlar yaptığımız veya yapacağımız kanunlarla inkilaplarımızı gerçekleştirecek ve muasır medeniyet seviyesine ulaştıracaklardır." diyordu. Böylece her zaman ve her toplumda geçerli olan bir gerçeği, yani toplumlarda aydınların daima yol gösterici rolünü oynamak durumunda bulundukları gerçeğini açıklıyordu.



Yine 10. yıl nutkunda Cumhuriyeti gençliğe emanet ederken Türk gençliğine olan güvenini ortaya koyan ****** devrimlerin bekçiliğinde de Türk gençliğine güvenmiştir. Bu nedenle her yurtsever ve gerçek aydın Türk ******çülük önce kendini yetiştirirek batı medeniyeti seviyesine ulaşmaktır. Bu ilk görev olan devrimlerin bekçiliği için vazgeçilmez şarttır.
Bu itibarla ******'ün dünya görüşü medeniyet değiştirme yönünden daha ziyade mutlak, kültür değişmesi yönünden ise daha ziyade nisbidir. Çünkü medeniyet daha ziyade milletlerarası maddi ve manevi değerler manzumesi olduğu halde kültür, milletlerarası etkilere kapalı olmamakla birlikte, daha ziyade milli değerler bütünüdür.


Milli dava, kişiliğinin devamıdır. ******'ün tarih tezi, dilde sadeleşme istemesi ve kültür alanındaki bilinen diğer devrimci reformları Batı potası içinde Batı etkisine açık bir milli kültür yaratmak içindir.
Netice olarak, ******'ün dünya görüşünün büyük niteliği bir doğma olmaması, realist ve prağmatik olmasıdır. Bu sebeple ******çülük, faşizm ve Komünizm gibi doğmatik ideolojileri red eder, onların maskesi ve kalkanı olarak kullanılamaz.


******'ün dünya görüşünün realist ve pragmatik, yani faydaya ve eyleme dönük bir dünya görüşü olması onun esnek bir dünya görüşü olmasını, başka bir deyimle, yeni şartlara uymayı kabul etmesini gerektirir. Fakat onun canlılığını ve devamlılığını sağlayan bu realist ve pragmatik olma niteliğinin, yani esnekliğinin bir sınırı vardır. Bu sınır ise Batı medeniyetini meydana getiren duyuş, düşünüş ve yaşayış tarzını, onun hukuki, siyasi ve ahlaki temel ilkelerini kesinlikle ret eden komünist ve fasist ideolojilerdir. Zira bu ideolojiler aslında Batının insanlığa kazandırdığı her çeşit vasıtadan faydalanmakla beraber, ona ters düşen, hatta onu spıtiralist ve hüriyetçi düsünce sistemi ve insan kavramı yönünden inkar eden ideolojilerdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://relax4music.com
 
******çülük ve ******çü Düşünce Sistemi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BilgiCity Paylasim Platformu :: Kültür - Sanat - Tarih - Eğitim :: ****** ve ******çülük-
Buraya geçin: